Meclis aritmetiği bize ne anlatıyor?
Herkes Cumhurbaşkanı seçimine odaklanmış bir durumda ve meclisin durumu çok az dile getiriliyor.
TBMM yeni bir siyasi portreyi işaret ediyor. Öyle ki AKP nin kazandığı milletvekili sayısının yanı sıra ortaklarının kazandığı milletvekillikleri de önem kazanıyor, bu durumda AK Parti geçmiş döneme göre vekil sayısını düşürmüş görünüyor. Dolayısıyla Yeniden Refah Partisi öncelikli olmak üzere alınacak kararlarda tam bir görüş birliği oluşmaya bilir. Kadına yönelik şiddet meselesinde örneğin farklı sesler olacaktır. Tabi burada CHP nin vekil sayısının da DEVA,Gelecek Partisi vekillerinin sayısıyla daha aşağı çekileceği kesin. Burada da farklı sesler ve kararlar ortaya çıkacaktır hele hele bu iki İttifakının birisinin Cumhurbaşkanı Adaylarını seçtiremediklerini düşündüğümüzde burada durum daha da derinleşecektir. Meclis aritmetiğinde konumunu belirlemiş partiler Cumhurbaşkanı seçimini de daha da pazarlıklara açık bir tutum sergileyeceklerdir. Yeşil Sol,seçmenlerini Kılıçdaroğlu’na ne kadar yönlendirebilir, buradan sapmalar olabilir mi? Bunlar cevap bekleyen sorular olarak karşımıza çıkıyor. Ya da Milliyetçiler her zaman olduğu gibi bu defa da iktidara yakın davranmaya devam ederler mi?
Aslında meclis aritmetiğine baktığımızda Türkiye ‘nin yeni bir siyasi sürece girdiğini görebiliriz.
Partiler arası geçişkenlikler de mümkün tabi.
Yani bugün muhalefet kanatta yer alan bir vekil iktidar partilerinden birine geçebilir ya da tersi olabilir.
Recep Tayyip Erdoğan ‘ın ilk turda kazanamamış olması şimdilik pek de farkedilmeyen Bor kayıp etme psikolojisi yaratabilir ancak Kılıçdaroğlu taraftarlarında o kadar çok yükseltti ki beklentiyi tam tersine zaten Cumhurbaşkanı olmayan biri olarak kaybetmiş izlenimi oluşuyor. Tabi burada farkına varmadan oluşan durum da gene meclis aritmetiği ile ilgili çünkü muhalefet birleşe birleşe kazanamadı yani çoğunluğu elde edemedi. Oysa ki 75 ilde oylarını düşüren bir iktidar var.Ama algı gene muhalefet kaybetti hissiyatını taşıyor. Muhalefet hayal kırıklığından kurtulamaz ve kendi yükselttiği beklentiyi karşılayamadığı fikrinden uzaklaşmazsa bütünlüğünü koruyamaz ve gerçekten kaybetmeye başlar. Millet adına kaybedilen bir şey yok, tam aksine önümüzdeki döneminin daha istişareli bir döneme verildiğini görürsek Millet her koşulda kazanacaktır.
%90 a yakın bir katılımla ve agresifitesi bu kadar yüksek bir seçimi Türk Milleti büyük bir olgunlukla atlatmış ve yenilerine de hazırdır.
Umut her fikirde, ideolojide, görüşte kişiler için her daim var olacaktır. Türkiye kazanmaya devam edecektir, çünkü bunu hak etmektedir.
Ankara Meclisi Başkent Anadolu Birliği Platformu Genel Koordinatörü, Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi Eğitim ve Dil Bilimci Yazar
Fuat TURGUT