İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beykoz’un Mahmutşevketpaşa, Alibahadır, Bozhane ve Cumhuriyet köylerini ziyaret edip, vatandaşların sorunlarını dinledi. Köy ziyaretlerinde İmamoğlu’na; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Ahmet Atalık ve Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Yavuz Saltık eşlik etti. Mahmutşevketpaşa Köyü Muhtarı Kemal Özmen, Alibahadır Köyü Muhtarı Ali İhsan Aydın, Bozhane Köyü Muhtarı Evren Önal ve Cumhuriyet Köyü Muhtarı Ali Durmuş da yönettikleri yerleşim yerlerinin sorunlarını, birinci ağızdan İmamoğlu ve İBB bürokratlarına aktarma fırsatı buldu. Vatandaşların soru ve taleplerine detaylı yanıtlar veren İmamoğlu, yanında bulunan yardımcılarıyla söz alan vatandaşları buluşturdu. İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da Mahmutşevketpaşa Köyü’nde yanıtladı.
“KÖYLERİMİZİN KÖY KALMASINI VE KÖY OLARAK ANILMASINI DOĞRU BULUYORUZ”
Köy sakinleriyle renkli sohbetler gerçekleştiren İmamoğlu, ziyaretiyle ilgili değerlendirme konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Biz, köylerimizin büyük bir bölümünün köy kalmasını ve köy olarak anılmasını doğru buluyoruz. Çünkü, köyün hepimizde ayrı bir maneviyatı var. Bu konuda özellikle Beykoz’un daha hassas bir durumu olduğunun altını çizmek lazım. Beykoz’da köylerimizin büyük bir bölümü, bir kısım sorunlarla yüzleşen yerler. Ciddi bir tapu, mülkiyet, imar sorunuyla yüzleşen bir bölge. Çok yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Bir bölümü Boğaz ön görünüme tabii. Dolayısıyla engelleri bu anlamda da çok yüksek. Burada ilçe belediyemizle de yaptığımız bazı görüşmelerde, bu işin topyekun bir çözüme kavuşması gerektiğini ve hatta Beykoz’un tabiri caizse İstanbul’un örnek bir semti olması noktasında bütünlükçü bir bakış açısıyla ele alınmasının şart olduğunu söylemiştim.”
“‘KORU İSTANBUL’ ÇALIŞMASININ RAPORLARI KÖY KÖY GEZİLEREK ÇIKARTILDI”
“Bu kapsamda şunu söylemek isterim: Bir bölümün kentsel dönüşümünü tasarlayıp, orada devletimizin bir kurumunun yaptığı dönüşümü eleştirmek ya da övmeyi doğru bulmuyorum. Beykoz’un bütününe bakışı doğru buluyorum. Burada biliyorum ki, birçok meselenin çözümünde kanunla örtüşmeyen düşünceler var. O bakımdan yasal bazı düzenlemelerle buranın desteklenmesi gerekiyor. Köylerdeki bu düzenin, sağlıklı bir şekilde değişimi ve dönüşümü adına çok köklü, tek seferlik ve burayı yoğunlaştırmayan, Beykoz’u hırpalamayan, Beykoz’un doğallığını koruyan, köylerini, Riva’sını, birçok alanını koruyan bir şekle dönüşmesi muhtemel. Buna dönük planlamamızın çalışmaları da var. Köy odaklı çalışmalarımız da var. Köy köy bu bölgenin fırsatlarını da ele almış durumdayız. En son, ‘Koru İstanbul’ diye yaptığımız çalışma, İstanbul’un büyük oranda köylerini kapsamakta. ‘Koru İstanbul’ çalışmasının raporları köy köy gezilerek, ‘Buranın fırsatları ne; insanlar burada hayatlarını nasıl idame ettirebilir, nasıl bir dönüşüm mümkündür’ü İstanbul’un bütün köyleri adına çıkarttık.”
“KÖYLERDEKİ TEMEL MESELE ÜRETİM”
“Koru İstanbul’da temel mesele; bir ağaçlık konusundan bahsetmiyoruz, aslında İstanbul’un korunmasından bahsediyoruz. İsmi oradan geliyor. İstanbul’u korursak, özellikle kuzeyindeki 200’e yakın -mahalle statüsünde olsa da- köy olan bu noktaları korursak, İstanbul’un nefes alması mümkün. İstanbul’un yaşaması ve gelişmesi mümkün. Bu yönüyle köyleri ele alıyoruz. Bunların hepsi geçmişte kurulmuş, önemli köyler. Bu gezilerimize ve seyahatlerimize devam edeceğiz. Köylerde temel meselenin, imar ve diğer bahsettiğim meselelerin dışında, üretim olduğunu, üretemeyen köylünün de geçimine dair sıkıntılar içerisinde olduğunu bilerek, biz, bu köylerimizde üretimi desteklemek adına, tohumdan tutun da hayvancılığa, tarımdan tutun da insanların makine, ekipman ihtiyaçlarına, hatta yakıt ihtiyaçlarına varıncaya kadar insanlarımızı yalnız bırakmadık. Daha önce hiç olmayan bu uygulamayı, ciddi bir kapasiteye kavuşturduk. Neredeyse çiftçi sayısı, bu 4 yıl içinde 10 kat arttı.”
“DESTEKLERİMİZİ ARTIRMAK NİYETİNDEYİZ”
“Genel Sekreter Yardımcımız burada. Tarımla ilgili daire başkanımız da burada. Muhtarlıkla ilgili daire başkanımız da burada. Aynı zamanda bizim İSYÖN firmamız, tarım konusunda çalışmakta. O sahada İSYÖN olsun, Tarım Daire Başkanlığımız olsun, Muhtarlıklar Daire Başkanlığımız olsun; tarımın desteklenmesi, genişletilmesi ve onların ürünlerinin daha iyi bir şekilde vatandaşla buluşması noktasında büyük bir emek veriyorlar. Bugün, yine Beykoz’un Boğaz kıyısında balıkçılıkla ilgili desteklerimizi paylaştık vatandaşlarımızla. Bunu daha da artırmak niyetindeyiz. Hiç olmayan bir şey, bugün artık neredeyse 100 milyon liralık bir bütçeye doğru yürümekte ve inşallah ilerleyen zamanda, bunu daha da yukarılara taşıyacağız. Burada üretilen ürünlerin, İstanbul’un 20 milyona yakın nüfusunu beslemeyeceğini biliyoruz. Ama buradaki tarımın varlığı, insanların üretmesi, para kazanması, köylerin, doğanın, yeşilin, havasının, suyunun temiz kalması, 20 milyonun yaşama tutunması ve yaşamsal kaynaklarının korunması noktasında büyük bir mesele, sorumluluk ve eşik. Biz bunu sürdürülebilir bir şekilde yaşatmak istiyoruz. Kapsamı budur.”
“İSTANBUL’A BİR BÜTÜN OLARAK BAKIYORUZ”
“İstanbul’a bir bütün olarak bakıyoruz. Türkiye’nin ana gücü olan, motor gücü olan İstanbul’da iyileşen, güzelleşen her şey, Türkiye’nin de iyileşmesine, güzelleşmesine bir temel oluşturacaktır. Artık 2024’e dönük süreçte, bir yandan vatandaşlarımıza hesap verirken, bir yandan vatandaşlarımızın, başta muhtarlarımızın olmak üzere taleplerini dinleyip, onlara cevap verirken, bir yandan da 2024 sonrasındaki ikinci dönemimize hazırlık yapacağız. İnşallah beni hemen hemen her gün 2,3,4, bazen 5 mahallede ya da köyümüzde gezerken, ziyaret ederken, sohbet ederken buluyor olacaksınız. Zaten sürekli sahadaydık. Bu sefer daha etkin bir şekilde sahada olmaya gayret edeceğiz. İnşallah güzel şehrimizin mahalleleri, köyleri, her yeriyle cıvıl cıvıl, yaşamla iç içe, mutlu, huzurlu insanlarla dolu olsun.”
MUHTAR’DAN MUHTARLIK İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’A ÖVGÜ
Cumhuriyet Köyü Muhtarı Ali Durmuş da İBB bünyesinde İmamoğlu döneminde kurulan Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı’nın çalışmalarından duyduğu memnuniyeti, “Ben, 84 yılından beri bu işlerin içindeyim. Ben, siyasi olarak konuşmuyorum şu anda. Bildiğim doğruyu konuşuyorum. Bu dönem kadar Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanlığı’nın muhtarlara değer verdiği başka hiçbir dönem yaşamadım. En azından ilgilenmek, dertlen dertlenmek… Çünkü bu işler insan odaklı olur, gönüle girmekle olur. Yüzde 100 mutluluk yoktur. Her hizmet yapılacak diye bir şey de yoktur. Eksik olabilir, ama en azından gönlümüzü alıyorlar, ilgileniyorlar, 24 saat yanımızdalar. Şahsen tekrar teşekkür ediyorum” sözleriyle dile getirdi.