Prof. Dr. Tarhan: “Bizim aslında Allah ile dünyada online olmamız lazım.”
Hz. Mevlâna’nın 750. Vuslat Yıldönümü Üsküdar’da kutlandı
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Allah’ı zikretmenin kalbe huzur verdiğini ifade ederek, “Bizim aslında Allah ile dünyada online olmamız lazım. Nasıl telefonla online internetle her tarafa bağlanıyoruz. Kalbi de Allah’a açan kimse online olacak. Kalbi mühürlenen kimse içindeki nefret programı ile yaşıyor. Terapilerle verdiğimiz huzuru Allah’a bağlanmak 10 misli fazla veriyor.” dedi.
Mutasavvıf- Yazar Cemâlnur Sargut ise programda her şeyin bir görünen kısmı bir de hakikat kısmı olduğuna dikkat çekti. Sargut, öğretmenin sizi Allah’ın fişine takan kimse olduğunu ifade etti.
Hz. Mevlâna’nın 750. Vuslat Yıldönümü dolayısıyla Şeb-i Arûs Haftası kapsamında Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı iş birliği ile hazırlanan “Vuslat” başlıklı söyleşi Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
ÜÜ TV ve Youtube üzerinden de canlı yayınlanan programın moderatörlüğünü Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcılarından Prof. Dr. Emine Yeniterzi yaptı. Söyleşiye konuşmacı olarak ise Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Rektör Danışmanı Cemâlnur Sargut katıldı.
Prof. Dr. Emine Yeniterzi, “Mevlana’nın ölüm yıldönümünü anmıyor, Mevlana’nın hakka kavuşmasını kutluyoruz.” dedi. Prof. Dr. Yeniterzi,
“Meşhur rubaisinde Mevlânâ;
Canında bir can var, o canı ara.
Beden dağında bir mücevher var, o mücevherin madenini ara.
A yürüyüp giden sûfî gücün yeterse ara,
Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara… diyor. Dünya hayatı bir arayış, kimileri ölüm diyecek kimileri vuslat diyecek ancak bu bir arayış, bu yolculukta insanın kapasitesi nedir gücümüzü nereden almalıyız ve güçlükleri nasıl aşmalıyız?” soruları üzerinde durdu.
Rektör Danışmanı, mutasavvıf yazar Cemâlnur Sargut da konuşmasında Allah’ı her an içinde hissetmenin sevincine, Allah aşkına atıfta bulunarak, ölümün korkulu bir şey değil, dünyanın en güzel şeyi olduğunu söyledi.
Ölümü düşünüyoruz, kavuşacağımızı düşünmüyoruz…
“Egoist yaşıyoruz. Ölümü düşünüyoruz, kavuşacağımızı düşünmüyoruz.” diyen Sargut, “Allah aşkı ve peygamber aşkının” önemine vurgu yaptı.
Yalnız Allah ile buluşmanın, kavuşmanın önemli olduğunu, 80 yaşına gelmiş hala dünyaya, maddeye tapanların var olduğunu da anlatan Sargut, aşkla Allah’ı anan kişi için sadece Allah’ın var olduğunu dile getirdi. Sargut, “Gaye ezel alemi, dünya uğrak yeri…” ifadelerini kullandı.
Sıratı müstakimin Peygamberin yolu üzerine açıldığını da ifade eden Sargut, mesnevinin bir yaşam biçimi olduğunu, tasavvufun da insana Allah’a tapmayı öğrettiğini söyledi.
Her şeyin bir görünen kısmı bir de hakikat kısmı olduğuna vurgu yapan Sargut, öğretmenin sizi Allah’ın fişine takan kimse olduğunu ifade etti.
Allah’ın tasavvurunu en iyi yapan sure İhlas suresidir
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın Allah tasavvurunu doğru yapması durumunda Allah’tan başka bir şey olmadığını göreceğini ifade ederek, Allah’ın sıfatlarına atıfta bulunarak, “Allah’ın tasavvurunu en iyi yapan sure İhlas suresidir. Birdir, eşi yoktur, benzeri yoktur, hiçbir şeye muhtaç değildir.” dedi.
“Biz dünyada yaşamıyoruz, dünyadan geçiyoruz” denildiğine de işaret eden Tarhan, dünyanın bir okul olduğunu ve sınavın da bir gün biteceğini, bu sınavı geçip geçmeyeceğinin ise kimsenin garantisi olmadığını anlattı.
Diğer canlılardan farklı olarak insanlara özgür irade verildiğini, insanlara nefs yani Allah’a kafa tutma özelliği verildiğine dikkat çeken Tarhan, “İnsanlık tarihinde bu kadar dünyacılığın ve egoizmin bu kadar yaygın olduğu bir asır yok. Böyle bir asırda Mevlana’nın vuslatını çok kimse anlayamaz.” dedi.
Değişmeyen tek gerçek var, ölüm gerçeği…
Dünyayı kutsallaştırmış bir hayatın öğretildiğini dile getiren Tarhan, bu çağda ölüme açıklama getirebilmek gerektiğini ve düşünen insanların ölüme açıklama getiren anlam aradığını kaydetti.
Tarhan, şunları dile getirdi:
“Değişmeyen tek gerçek var, ölüm gerçeği… O zaman bu hayat bizden başka bir şey istiyor. Ölüm varken bu dünyanın güzel olmasının hiçbir anlamı yok. Her şey geçiyor, gidiyor. Bu dünya senin de olsa gidecek. Hepsini kaybedeceksin.
Akıllı insan uzun vadeli düşünen insandır…
Akıllı insan uzun vadeli düşünen insandır. Asıl uzun vadeli düşünen, ölümden sonrasının düşünmektir. Ölümden sorasını düşünmeyen insan aklını kullanamıyor demektir.”
İnsanların içindeki kötücül ayartıcıların kontrol edebilmesi için ölüm hatırlanmalı
Mevlana’nın akılla kalbi birleştirdiğini de belirten Tarhan, Mevlana’nın ‘Kur’an-ı Kerimi baştan sona okudum, edepten başka bir şey görmedim’ dediğini söyledi.
Hayatın her anının son gün gibi yaşamak gerektiğini de söyleyen Tarhan, “Her an hayatın son günü gibi düşünüp ve bu şekilde yaşayabilme dersini alabilmek önemli.” dedi.
İnsanların içindeki kötücül ayartıcıların kontrol edebilmesi için de ölümün hatırlanması gerektiğini anlatan Tarhan, ölüm hatırlandıkça da hesap verebilirliğin ortaya çıktığını dile getirdi.
Fatiha suresindeki ‘Yevmiddin’ kelimesinin de hesap günü demek olduğunu hatırlatan Tarhan, Mevlana’nın ölümü unutturmamak için vuslatı vurguladığını söyledi.
Alak suresinde ‘Oku’dan kasıt hakikatın aranması
İlk ayetin ‘Oku’ olduğunu da hatırlatan Tarhan, Alak suresine atıfta bulunarak, ‘Oku’dan kastın hakikatın aranması olduğunu da kaydetti.
Tarhan, insanın kan pıhtısından yaratıldığının ifade edildiğini da anlatarak, “9 ay 10 günlük süreç tam bir mucize. 9 ay 10 içinde 2 tane hücrenin bir araya gelip bir insan olması dış irade, dış zeka, dış güç olmadan imkansız.” şeklinde konuştu.
Allah’ı zikretmek kalbe huzur veriyor…
İlahi aşka dikkat çeken Tarhan, “İnsan fani şeyleri sevdiği zaman kaybolup gidiyor onlar. Parayı seviyor kaçıp gidiyor. Sevginin kalıcı ve iç huzuru veren bir sevgi olması için o sevginin sonsuz bir kişiye bağlanması lazım. Ezeli ve ebedi bir güce bağlanmak lazım. Allah’ı zikretmek kalbe huzur veriyor.” dedi.
Bediüzzaman’ın “Dost istersen Allah yeter, yaren istersen Kur’an yeter, düşman istersen nefis yeter” sözünü de hatırlatan Tarhan, “Cennet ucuz değil, Mevlana ne çileler çekmiş.” dedi.
Dünyada bir simülasyonda yaşıyoruz. Gerçek hayat bu hayat değil
Konuşmasında ‘Allah’ın görünmemesi, olmadığına kanıt değil’ diyen Tarhan, “Allah bizim nerede ne yapacağımızı biliyor. Dünyada bir simülasyonda yaşıyoruz. Gerçek hayat bu hayat değil. Bu hayat tamamen oyun. Aynı bilgisayar oyunu gibi oyundayız. Simülasyonda yaşıyoruz. Ölümden sonra gerçek hayata gideceğiz. 2 kere 2 nasıl kesinse… Kuantum dinamiğine göre bu kesin. Biz farklı bir enerji bandındayız, öldükten sonra farklı bir enerji bandına geçiyoruz. Allah bizi görüyor.” diye konuştu.
Terapilerle verdiğimiz huzuru Allah’a bağlanmak 10 misli fazla veriyor…
Allah’a bağlanmanın önemine vurgu yapan Tarhan, “Bizim terapilerle verdiğimiz huzuru Allah’a bağlanmak 10 misli fazla veriyor. Asıl huzuru insan ebedi olan bir iradeye bağlandığı zaman hissediyor.” şeklinde konuştu.
Farkındalık terapilerine de işaret eden Tarhan, Mevlana’nın fikirlerini alıp bugünün metodolojisiyle sunmak gerektiğini kaydetti.
Düşünen beyinler hakikati bulacak
Tarhan, “Mesnevi Terapi” kitabının nasıl ortaya çıktığını da anlatarak, ABD’nin pozitif psikoloji diye bize Mevlana’yı anlattığını, kendisinin de bundan yola çıkarak kitabı hazırladığını söyledi.
Bu çağın insanının hakikattan uzak yaşadığını, düşünen beyinlerin hakikatı bulacağını ifade eden Tarhan, Mevlana güneşse kitapla bu zamana ayna tuttuklarını ifade etti.
Mevlana’nın her bir hikayesinin hatalı düşünce kalıplarını düzelttiğini anlatan Tarhan, “Kusursuz insan yoktur, kalbi mühürlenmiş insanlar Mevlana’ya kulp takanlar… Bazı insanlar var önünden yumurta geçse yumurtaya kulp takarlar. Mevlana kusur bulanlar da öyle insanlar. Onları cennete koysan niye burası güzel diye itiraz ederler.” dedi.
Kalbi mühürlenen kimse içindeki nefret programı ile yaşıyor
Bu çağda bilgeliği yakalamak için ne yapmak gerektiği yönündeki soruya ise Tarhan, “Bizim aslında Allah ile dünyada online olmamız lazım. Nasıl telefonla online internetle her tarafa bağlanıyoruz. Kalbi de Allah’a açan kimse online olacak. Kalbi mühürlenen kimse içindeki nefret programı ile yaşıyor, yemek, içmek, üremek, barınmak. İlkel yaşama biçimidir. Gelişmişlik seviyesi; sevmek, sevilmek, hayatta belli bir anlam, amaç peşinde koşmak…” diye konuştu.
Tarhan, gezegende başka varlıkların da olduğunu ve bizlerin görmediğini de dile getirerek, “Öldükten sonra enerji bandımızı değiştireceğiz. Onu bilip, o hazırlıkla yaşamak önemli.” dedi.
Bilimin ve teknolojinin getirdiği bilgilerin insanları Tevhid’e götürdüğünü kaydeden Tarhan, “Allah inancını bulan bir kimsenin dünyada küçük bir cennet bahçesi gibi kalbinde, gönlünde huzur oluşuyor. Müminin cehennemi değil bu dünya.” şeklinde sözlerini tamamladı. Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.43200